İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluk ve terör suçlamalarıyla tutuklanarak Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na (Silivri Cezaevi) sevk edilmesinin ardından, aynı cezaevinde tutuklu bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, sosyal medya hesabından dikkat çeken bir paylaşım yaptı. Özdağ, İmamoğlu ile avukat görüşme kabininde karşılaştıklarını ve selamlaştıklarını belirterek, "Morali iyi" ifadelerini kullandı.
Özdağ, paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
“İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu, düşman ceza hukuku uygulaması sonucu tutuklanmıştır. Aynı cezaevine getirildiğini infaz memurlarından öğrendim. Avukat görüşmesine giderken, İmamoğlu ve 15 arkadaşının kalacağı hücreler için yeni yatak ve nevresim takımlarının koridorda hazırlandığını gördüm. Kısa süre önce avukat kabininde karşılaştık. Kaymakamlıktan gelen tebligatları imzaladı. Selamlaştık. Morali yerindeydi. Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ile de karşılaştım, onun da morali iyiydi. Geçmiş olsun Sayın Başkanlara. Elbet bu günler geçecek.”
İmamoğlu Beş Ayrı Suçtan Tutuklandı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ekrem İmamoğlu’nun “suç örgütü kurmak ve yönetmek”, “rüşvet almak”, “irtikap”, “kişisel verileri hukuka aykırı şekilde kaydetmek” ve “ihaleye fesat karıştırmak” suçlarından tutuklandığını açıkladı.
Ayrıca, “silahlı terör örgütüne yardım” suçlamasına ilişkin yeterli gerekçe bulunduğu ifade edilse de, İmamoğlu mali suçlardan dolayı tutuklandığı için bu suçlamaya ilişkin ek tutuklama kararı verilmedi. Ancak bu karara İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itiraz edeceği bildirildi.
Hakimlik Gerekçesinde Dikkat Çeken Detaylar
Hakimlik kararında, dosyada MASAK raporları, tanık beyanları, HTS kayıtları ve kolluk tutanakları gibi delillerin yer aldığı belirtilerek, İmamoğlu hakkında kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu vurgulandı. Ayrıca, “Kent Uzlaşısı” adlı yapılanma içinde bazı şüphelilerin PKK/KCK bağlantılı kişilerle irtibatlı olduğu ve bu kapsamda terör örgütüne yardım ettikleri ifade edildi.
Kararda, atılı suçların niteliği, ceza miktarı ve kaçma-saklanma riskinin yüksekliği gerekçe gösterilerek tutuklamanın gerekli ve orantılı bir tedbir olduğu belirtildi.
