İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Silivri Cezaevi'nden farklı illere yapılan sevk kararlarını sert sözlerle eleştirdi. Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Bu düşman hukuku nedir?” ifadelerini kullandı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan isimlerin başka cezaevlerine sevk edilmesiyle ilgili tartışmalar büyüyor. Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde bulunan tutuklular arasında yer alan Murat Ongun, Hüseyin Köksal, Tuncay Yılmaz, Fatih Keleş ve Necati Özkan gibi isimlerin farklı cezaevlerine gönderilmesi dikkat çekti.
“Gece yarısı sevk kararıyla karşılaştık”
Söz konusu gelişmeye, aynı cezaevinde bulunan ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı da olan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu sert tepki gösterdi. İmamoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda gece yarısı 10’a yakın arkadaşının farklı cezaevlerine sevk edildiğini öğrendiğini belirtti.
“Bu düşman hukuku nedir?”
İmamoğlu açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“İftiracı arayışları,
Yalancı şahit zorlamaları,
Gizli tanık kurguları,
23 yıllık iş yaşamımdan tanıdığım insanların zorla ifadeye çağırılıp korkutulması,
Gazetecilerin tutuklanması,
Şafak baskınları, el koymalar, kayyumlar…
'Turbun Büyüğü' yetmeyince
'Dananın Kuyruğu' yalanı vs.
Şimdi de gece yarısı aldığım bilgiye göre aynı hapiste bulunduğum 10’a yakın arkadaşımın sabaha karşı başka cezaevlerine nakledilmesi!BU DÜŞMAN HUKUKU NEDİR?
Bu hırs, bu intikam, bu yalan dolan, bu düşman hukuku nedir?
Allah aşkına bu kadar mı çürüttüler ülkenin göz bebeği kurumlarını!”
“Yargıya çağrı: Ağzınızı açıp bir söz söyleyin”
Açıklamasında yargı mensuplarına da seslenen İmamoğlu, adalet sistemine olan güvenin sarsıldığını dile getirerek şu sözlerle devam etti:
“Yüce Türk Yargısına sesleniyorum.
Bu ülkede adil yargı ortamını bir avuç insan bu denli çürütebilir mi?
Adeta dilini yutmuş yargımızın hâkimlerine, savcılarına, kurumlarına sesleniyorum:
‘Ağzınızı açıp bir söz söyleyin!’
Yeter artık, Allah rızası için ağzınızı açıp bir söz söyleyin. Gerçekten olan millete ve devlete oluyor. Hâlâ farkında değil misiniz?”
