BAŞHEMŞİRE EMİNE KUTLAMA GEZİLERİNDE

BAŞHEMŞİRE EMİNE KUTLAMA GEZİLERİNDE

Dünkü yazımdan sonra ortalık biraz karışmış. İstinye Üniversitesi Live Hospital Bahçeşehir hastanesi Genel Müdür Fatih bey, yürütme kurulunda konuşulanları nereden duyduğunu merak etmiş. Önce Genel Müdür yardımcısını zan altında bırakmış, ardından da bir başka çalışanını zan altında bırakmış. O herşeyin gizli kalacağını sanıyor. O odada konuşanlanların orada kaldığını sanıyor. Orada konuştuğun her şey saat geçmeden binaya yayılıyor. Bana bilginin nereden geldiğini merak ediyorsanız Fatih bey önce Başhemşireniz Emine’ye toplantıda nasıl konuşacağını söyleyin. Rahatsız oluyorsanız da toplantılarınız biterken çıkışta imza toplayın bu konuları başkasından duymayacağım diye. 
Peki bugün hastanede neler oldu? Dünkü yazımdan sonra Genel Müdür Fatih beyin sinirleri iyice yıpranmış. Hata yapan personellerini koruduğu için hedefte kendisi kaldı. Bende hastama verilen tedavi hizmetini engellemeye çalışan Başhemşire Emine ve çetesini yazarken doğal olarak onların yaptığını alkışlayan “aferin böyle devam edin, hastalara zulm edin” der gibi arkalarında bir dağ gibi duran Genel Müdür Fatih beyi de bu gruptan ayrı tutmuyorum. 

Hastanede verilen tedavilerin kalitesi ve müşteri memnuniyetini arka plana atıp odasındaki toplantıların süresini ve kalitesini hesaplayan bir genel müdürü es geçemem. Verdiği sözleri tutmayan, sorunları görmezden gelen, çözüme kavuşturulmamış şikayetleri merak etmeyen bir insanı ben neden yazmayayım. Üstelik bizim tedavimizi engelleyenleri koruduğu halde… 

Bugün Genel Müdür Fatih bey ve Başhemşire Emine ve birkaç hastane yöneticisi hemşireler günü nedeniyle hastanede çalışan hemşirelere çiçek dağıttı. Hemşire kıyafetleri de giydiler. 23 nisan kutlamasına giden çocuklar gibi. Ama bir şey söyleyeyim mi? Bir kıyafet bir insana ancak bu kadar yakışırdı. Onlara da öyle yakışmış. Katları gezmişler. Hemşirelerle göstermelik resimler çekmişler. Gülmüşler eğlenmişler. Başhemşire Emine mavi kot eğitimi almayan, serum takmadan öteye bir meziyeti olmayan ve dünkü köşemde bir insanın hayatını hiçe sayacak hareketlerde bulunan hemşire Melissa’ya çiçek veriyor ve “Al Melissacığım en çok senin hemşireler günün kutlu olsun” diyor.  Bak bak bak… Kadın genel müdürünün yanında nasılda personelini koruyor. Tabi Hemşire Melissa dün kendisini tarihli saatli yazınca sabah çok sinirlenmiş. Hemşire dolaplarının kapaklarını birbirlerine çarpıp durmuş. Mesai arkadaşlarına bağırmış, çağırmış. Tehditler savurmuş. Ardından eski kat sorumlusu Deniz hanım onu aramış. Onun yanına gitmiş. Sakinleşmiş servisine geri dönmüş. Başhemşiresi Emine’de onu teselli etmeye çalışmış. Doğru olanı yapmış. Yanlış yapan yine genel müdür Fatih bey olmuş. Hemşirelerinin yüzde 90’ının sevmediği bir kişiyi katlara alıp gezmesi, onu onore etmeye çalışmasıda yönetici meziyetlerinin bir kısmını taşımadığının göstergesi. Valla şunu söyleyeyim siz 24 saat Başhemşirenizi yanınıza alıp katlarda gezseniz bile  bize vermediğiniz tedaviyi unutturmaz. Benimle konuşurken kötülediğiniz, tek başına yaşıyor, rahatsız biliyorsunuz dediğiniz bir kişiyi yanınıza alıp gezmeniz sizi küçültür, yükseltmez. Bu da benden size bir tavsiye.. Hastanenizin tamamı, grubunuza bağlı hastanelerin tamamı ve diğer sağlık kuruluşlarında çalışanlar yazılarımı okuyor ve her gün kötü hizmet verdiğinizi, markanıza leke sürdüğünüzü konuşuyor. 

Gelelim Başhemşire Emine’ye… Ben bir hemşireye neden Başhemşire denildiğini de anlamış değilim. Neyin başı.. sadece bir Hemşire.. Hemşire Müdürü denilse ne olur. Başhekimi de anlamıyorum mesela. Doktorların müdürü denilebilir. Bu hastane için bazı idari tabirleri değiştirmek gerekiyor bence. Neyse konumuz bu değil. Uzun zamanda yazarım ben size yine…

Hep diyorum ya bu başhemşire Emine ve çetesi tedavimizi engellemeye çalıştı diye.. şimdi ben buradan yazacağım. Başhemşire Emine’de oturduğu yerden cevaplasın… Eşimin damar yolunu açması için hastanenizde çalışan bir kişiyi bize siz tayin ettiniz. Peki ne değişti de sen bu hemşireyi önce hastane kafesinde sonra da makam odana çağırarak tehdit ettin. Ve neden o kişinin damar yolu açmasını engellemeye çalıştın. Ve o çocuğa neden sevgilisini kötüledin. Artık Gökçe’nin damar yolunu açmanı istemiyorum. Kattaki hemşireler açsın kolları morarsın dedin mi demedin mi? Bu hemşireye seni bu kız değiştirdi ondan ayrıl dedin mi demedin mi? Hastane içinde ve dışında bu kişilerle mesai saatinde ve mesai saati dışında oturmayacaksın dedin mi demedin mi? Tabi ki hepsini dedin. Peki bunları söylerken hiç utanmadın mı? Utanmamışsın ki ardından bu çocuğun sevgilisi hemşireyi çağırıp tehdit ettin. Değil mi? O nedenle utanmış olamazsın. Telefonda ağladığın beni bu 13’ncü kattan kurtar dediğin kızı hangi yüzle ve cesaretle bir anda 15’nci kata verdin? Artık Gökçe’ye hizmet vermeyeceksin demedin mi? Dedin. Seni süründürecem dedin mi demedin mi? Sevgilinin gideceği yere ben karar veririm seni dinlemez dedin mi demedin mi? Kızla yaptığın görüşmeyi telefonunda kayıt altına aldın mı almadın mı? Aldın. Neden yaptın bunları Başhemşire Emine.. kusura bakma da sen kimsin ki bir insanın sevgilisinin yüzüne ben onu istersem hiç bir yere gitmez diyebiliyorsun. Bu neyin öz güveni. Hayırdır demezler mi sana. Kızda sana hayırdır demiş zaten. Sen işle aşkı karıştırdın galiba. Öyle sandığın kadar büyük biri değilsin. Büyük bir olsaydın ben oradayken bu dediklerini yapardın. Ben hastanedeyken 8’nci kattan aşağıya inemiyordun. Ne oldu? Ben gidince hastane kafesi yeni ofisin mi oldu? Hayırdır. Sen önce işine önem ver. İstifa et. Haksız yere işten attığın, kumpas kurduğun onlarca hemşirenin ahı senin üstünde. İnşallah bana şu yazdığım iki görüşme için sağa sola yalan dersin. 2 hemşirenin de video konuşmasını yayınlarım. Rezil olursun. O hastanede çalışanların senin makamına saygısı kalmamış. Sana mı saygı gösterilmesini bekliyorsun. Öyle olsaydı sigara içmek için indiğin o kafede yer olmadığı için ayakta sigara içmek zorunda kalmazdın. Bir çalışanın kalkar sana yer verirdi. Sen ayakta sigara içmeye devam et. Ya da yaz aylarında şezlonglara havlu koyan teyzeler gibi bir sandalyeye havlu bırak kimse oturmasın… 

Gelelim Fatih bey size… geçtiğimiz günlerde bir çalışanınız yanıma geldi. Sizde gece tercümanlık yapıyormuş. Bu çocuğu 7 ay çalıştırmışsınız. Maaşını kurum hesabından gencin hesabına atmışsınız ama 7 ay sonra bu çocuğa sigorta yapmadığınız ortaya çıkmış, çalışma izni de almamışsınız? Bir de senin insan kaynakları çalışanların çocuğu 4 Mayıs’ta tüm bunlar ortaya çıkınca tazminatsız işten atıyor. Bu gence sizi hem savcılığa hem de sgk ve maliyeye şikayet etmesini söyledim. Çünkü siz bir insan hayatıyla oynayamazsınız. Hayata sımsıkı bağlı bir gencinde duygularıyla oynayamazsınız. Oradan gelecek teftişi ve cezayı kurumun ödediğinde markanın sahiplerine izahatını yaparsın. Ha bu arada o gence kendi avukatlarımdan birini verdim. Bilginize... 

Siz yarında hemşire kıyafeti giyin Başhemşire Emine ile kırmızı size çok yakışmıştı. :)))))

Önceki Haber ÖLÜM TÜNELİ LİVE HOSPİTAL 3
Sonraki Haber BAŞHEMŞİRE EMİNE GİDİYOR
Benzer Haberler

GEÇMİŞİ KARANLIK

NASIL KIYDINIZ MİHRAÇ’A

KATİL UŞAK