Türk Hukuk sistemimizde, şahısların ölüme bağlı tasarruflarda bulunmak suretiyle, ölüm olayının gerçekleşmesi akabinde mal varlıklarının akıbetinin ne olacağına dair irade beyan etme özgürlüğü tanınmıştır. Şahsın ölümü akabinde sonuç doğuracak olan bu tarz irade beyanlarını içeren hukuki işlemlere ölüme bağlı tasarruflar denilmektedir ve ölüme bağlı tasarruflar: Miras sözleşmeleri ve vasiyetname olarak 2 ana başlık altında ele alınabilir. Sonuç olarak vasiyetname, bir çeşit ölüme bağlı tasarruf olarak kabul edilmektedir.
Türk Medeni Kanunumuzun 514. maddesine göre: “Mirasbırakan, tasarruf özgürlüğünün sınırları içinde, malvarlığının tamamında veya bir kısmında vasiyetname ya da miras sözleşmesiyle tasarrufta bulunabilir. Mirasbırakanın üzerinde tasarruf etmediği kısım yasal mirasçılarına kalır.”
Vasiyetname, kişinin ölümü sonrasında malvarlığının ne şekilde tasfiye edileceği ve mirasının ne şekilde paylaştırılacağı yönünde henüz hayattayken sözlü, yazılı olarak ya da resmi düzenleme şeklinde beyanda bulunduğu bir çeşit ölüme bağlı tasarruftur. Kanuna göre, her türlü sözlü ve yazılı irade beyanı vasiyetname olarak kabul edilemez. Yalnızca kanuna ve usule uygun olarak düzenlenen bir vasiyetname, murisin iradesine uygun şekilde sonuç doğurur.Ayrıca kişinin vasiyetname ile çocuğunu tanıması , vakıf kurması ya da mevcut bir Bir vakfa bağışta bulunması gibi hususlar da mümkündür.
Tabii ki kanun ve uygulama, kişiye vasiyetname düzenleme noktasında sınırsız bir irade özgürlüğü tanımamıştır. Bu makalemizde vasiyetnamenin nasıl düzenleneceği, sınırları, çeşitleri, etki süresi, ispat değeri, iptal veya geçersizliği gibi hususlar üzerinde duracağız; ayrıca Yargıtay kararları ile birlikte vasiyetnameye ilişkin hukuki uygulamaları öğreneceğiz.
Vasiyetname Nasıl Düzenlenirken önemli usul ve kurallar nelerdir?
Vasiyetname düzenlenirken kanunen uyulması gerektiği belirtilmiş olan kurallara uygun bir usul izlenilmelidir. Aşağıda detaylı olarak vasiyetname çeşitlerinden ve her bir vasiyetname türünün hukuki geçerlilik doğurması için ne şekilde hazırlanması gerektiğinden aşağıda bahsettik.
Vasiyetname hazırlanması planlanıyorsa, öncelikle hazırlanacak olan vasiyetnamenin türü seçilmeli(sözlü, el yazılı veya resmi vasiyetname) sonra aşağıda detaylı bir şekilde açıklamış olduğumuz, katı olarak uygulanan şartlara uygunluk sağlanmalıdır. Kanunda vasiyetname türlerinin geneli ve spesifik olarak her biri için belirtilmiş olan kurallar, geçerlilik şartıdır, dolayısıyla bu şartlara aykırılık, vasiyetnamenin geçerliliği hususunda soru işareti yaratacaktır ve vasiyetnamenin iptali davası gibi hukuki uyuşmazlıkları gündeme getirebilecektir. Bu süreçte yapılacak en ufak bir hatanın, daha sonra vasiyetnamenin geçerliliğini ortadan kaldıracağının bilincinde olunmalı ve vasiyetname düzenlenmesi konusunda alanında uzman bir hukukçudan hukuki danışma ve temsil desteği alınmalıdır.
Bunun yanında hangi tür vasiyetname düzenlenecek olursa olsun, vasiyetname düzenlemek isteyen kişi:
- 15 yaşını tamamlamış olmalı,
- Ayırt etme yetisine ve hukuki işlem ehliyetine sahip olmalı,
- Şarta bağlı vasiyetname düzenlenmiş ise, bu şart hukuka veya ahlaka aykırı olmamalı,
- Aşağıda detaylandıracağımız üzere vasiyetname türüne göre kanunda zorunlu tutulmuş şartları yerine getirmelidir.
Hukuk sistemimizde, bu şartları sağlayan kısıtlı da, kısıtlılığının kapsamına dair tüm diğer şartların sağlanması halinde vasiyetname bırakabilmektedir.
Şarta Bağlı Vasiyetname
Şarta bağlı vasiyetname, miras bırakanın düzenlediği vasiyetname ile belirli bir olayın gerçekleşmesine bağlı olarak bir kimseye mal varlığı bırakma iradesini ortaya koymasıdır. Miras bırakan, mirasçıya ya da lehine vasiyette bulunduğu üçüncü bir kişiye bir yükümlülük veya belirli bir şart koyabilir. Şart gerçekleştiğinde vasiyetin yerine getirilmesi sağlanır
Bizim sistemimizde de şarta bağlı vasiyetname düzenlenebilmesi mümkündür. Türk Medeni Kanunumuza göre vasiyetname, vasiyet edenin iradesine bağlı olarak şart ve yükümlülükler içerebilir. Ancak, bu şartların ve yükümlülüklerin belirli kurallara uygun olması gerekir. Tüm hukuka uygunluk ve geçerlilik şartlarının mevcut olması halinde, şarta bağlı vasiyetnamelerde yer alan koşul ve yüklemelerin yerine getirilmesi, ölüm anından itibaren her ilgili tarafından istenebilecektir.
Şarta bağlı vasiyetnamelerin düzenlenebilmesi de çeşitli kuralların yerine getirilmiş olmasını gerektirmektedir. Vasiyetnamede yer alan koşul ve yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması halinde, bu koşul ve yüklemeler kendilerine bağlanan tasarruf ile birlikte geçersiz olur. Bu nedenle hukuka veya ahlaka aykırı olan bu koşullar gerçekleşse veya gerçekleştirilse dahi vasiyetnamede yer alan tasarruf gerçekleşemeyecektir.
Vasiyetnamenin ilgili kısmının geçersizliği veya iptali gibi olası bir sorunlarla karşılaşılmaması adına şarta bağlı olarak vasiyetname düzenlemek isteyen kişiler, vasiyetnamenin içeriğinin ve vasiyetname içerisinde belirtilen şartların açık ve anlaşılır olmasına ,hukuka veya ahlaka aykırı şartlar içermiyor olmasına dikkat etmelidir.
Saklı Paya Sahip Mirasçıların Vasiyetname Karşısında Hakları ve izleyecekleri yollar nelerdir?
Genellikle vasiyet edenin vasiyetname düzenlemekteki amacı, olası bir ölüm olayı halinde mirasçılarının arasında sorun doğmasını engellemek ve mirasının nasıl paylaşılmasını istediği konusunda irade beyanında bulunup bu hususa ilişkin muğlak durumları aydınlığa kavuşturmaktır.
Saklı paylı mirasçılar, miras bırakanın vasiyetname ile dahi ellerinden alınamayacak belirli oranlarda mirastan hak sahibi olan kişilerdir. Saklı paylı mirasçıların hakları, Türk Medeni Kanunumuzda düzenlenmiştir ve miras bırakanın iradesi saklı payları ihlal edemez. Aksi takdirde mirasbırakanın ölümü ile birlikte vasiyetnamenin açılması akabinde saklı paylı mirasçılar tarafından tenkis davası açılarak saklı paylarından ihlal edilen kısmın kendilerine verilmesi talep edilebilir.
Dolayısıyla vasiyet edenin mirası üzerindeki irade özgürlüğü, saklı pay hakkı sahibi mirasçıların saklı payları ve aşağıda detaylı olarak anlatacağımız usul kuralları ile sınırlandırılmıştır. Saklı pay mirasçılarının saklı pay haklarının ihlal edilmesi halinde tenkis davası gibi hukuki süreçlerin gündeme gelebilmesi ihtimali doğacağından dolayı, vasiyet eden belki de istemeden de olsa arkasında mirasçıları arasında gerçekleşecek hukuki bir karmaşa bırakabilmektedir. Bu nedenle dikkatle ele alınması gereken bu hususa ilişkin olarak, mutlaka alanında bir miras hukuku ile ilgili avukatı ile görüşüp hukuki danışma almanızı tavsiye etmekteyiz.
Saklı pay ve tenkis davasına ilişkin olarak belirtmemiz gereken bir diğer husus da şudur: Mirasbırakanın vasiyetnameyle gerçekleştireceği ölüme bağlı tasarruflar, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmın sonradan daralması nedeniyle hükümsüz olmazlar. Ancak bu halde de tenkis söz konusu olabilecektir.
Vasiyetname Çeşitleri
Türk Medeni Kanunumuzun 531. maddesine göre vasiyetname:
- Resmi Vasiyetname,
- El Yazısı ile Vasiyetname
- Sözlü Vasiyetname
olarak üç çeşit halinde gerçekleştirilebilmektedir. İmkan varsa, ispat açısından çok daha verimli ve güvenli olduğunu düşündüğümüz üzere, resmi vasiyetname düzenlenmesi tercih edilmelidir.
a) Resmi Vasiyetname Nasıl Düzenlenir?
Resmi vasiyetname, iki tanık ve resmi memur huzurunda düzenlenen vasiyetnamedir.
Türk Medeni Kanunumuzun 532. maddesine göre: "Resmî vasiyetname, iki tanığın katılmasıyla resmî memur tarafından düzenlenir. Resmî memur, sulh hâkimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli olabilir"
Resmi vasiyetname düzenlemek isteyen miras bırakanın, bu yöndeki istek ve arzusunu resmi memura yani sulh hakimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş bir görevliye bildirmesi üzerine memur, vasiyetnameyi yazıya geçirir ve okuması ve isteklerine uygun olup olmadığını incelemesi için mirasbırakana verir.
Türk Medeni Kanunumuzun 533. Maddesine Göre: "Mirasbırakan, arzularını resmî memura bildirir. Bunun üzerine memur, vasiyetnameyi yazar veya yazdırır ve okuması için mirasbırakana verir. Vasiyetname, mirasbırakan tarafından okunup imzalanır. Memur, vasiyetnameyi tarih koyarak imzalar."
Resmi vasiyetnameyi düzenleyen memur, düzenleme işlemi tamamlanan vasiyetnameyi saklamakla yükümlüdür. Resmi vasiyetname noterlikler nezdinde yapılmaktadır.
a.1) Resmi Vasiyetnamede Tanıklar
Resmi vasiyetnamenin düzenlenmesi işlemi esnasında noterde iki(2) tanık hazır bulundurulmalıdır. TMK 536. maddesinde sınırlı olarak sayılan vasiyetname işlemine tanıklık edemeyecek kişilerden olmamak suretiyle hukuki işlem ehliyetine sahip olan her ergin birey tanıklık edebilir.
Mirasbırakanın vasiyetnameyi kendi iradesine uygun bulması halinde önce mirasbırakan vasiyetnameyi imzalar, sonra da resmi memur vasiyetnameye tarih koyar ve kendisi imzalar. Bu aşamadan sonra vasiyette bulunan, resmi memurun huzurunda beraberindeki iki tanığa vasiyetnameyi okuduğunu ve vasiyetnamenin son arzularına uygun olduğunu beyan eder. Tanıklar da bu beyanın kendi önlerinde yapıldığını ve mirasbırakanı bu neviden bir tasarrufta bulunma noktasında yeterli ve ehil bulduklarını vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak imza atarlar.
Türk Medeni Kanunumuzun 534. Maddesine Göre: “Vasiyetnameye tarih ve imza konulduktan hemen sonra mirasbırakan, vasiyetnameyi okuduğunu, bunun son arzularını içerdiğini memurun huzurunda iki tanığa beyan eder. Tanıklar, bu beyanın kendi önlerinde yapıldığını ve mirasbırakanı tasarrufa ehil gördüklerini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar. Vasiyetname içeriğinin tanıklara bildirilmesi zorunlu değildir.”
Vasiyetname içeriği konusunda Tanıkların bilgi sahibi olması zorunlu tutulmamıştır. Yani tanıklığa dair diğer tüm şartlar sağlanmışsa, resmi vasiyetname işlemine tanıklık yapacak olan kişilerin vasiyetnamenin içeriğini bilmesi zorunlu değildir. Tanıkların asıl rolü, vasiyetnameyi düzenleyen kişinin vasiyetini serbest iradesiyle ve herhangi bir baskı altında kalmadan beyan ettiğini doğrulamaktır. Bu doğrulama işlemi için tanıkların vasiyetnamenin içeriğini bilmesine gerek yoktur. Tanıklar, vasiyetnamenin vasiyet edenin kendi isteğiyle ve serbest iradesiyle düzenlendiğini tasdik ederler; vasiyetnamenin noter veya yetkili memur huzurunda düzenlendiğini ve hukuka uygun bir şekilde gerçekleştiğini teyit ederler.
a.2) Vasiyet Edenin Engelli veya Hasta Olması
Kural olarak resmi vasiyetnamenin nasıl düzenleneceği ve tanıkların da resmi vasiyetnameye ne şekilde tanıklık edeceklerinden yukarıda bahsetmiştik. Vasiyet edenin engelli olması durumunda resmi vasiyetname hazırlığı işlemi, vasiyet edenin engellilik durumuna göre farklılık gösterir.
Türk Medeni Kanunumuzun 535. Maddesine Göre: “Mirasbırakan vasiyetnameyi bizzat okuyamaz veya imzalayamazsa, memur vasiyetnameyi iki tanığın önünde ona okur ve bunun üzerine mirasbırakan vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan eder. Bu durumda tanıklar, hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını ve onu tasarrufa ehil gördüklerini; hem vasiyetnamenin kendi önlerinde memur tarafından mirasbırakana okunduğunu ve onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan ettiğini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar.”
Görme engelli olan bir kişinin vasiyetname düzenlemek istemesi halinde, görme engelli kişi vasiyetnameyi bizzat okuyamayacağı için, noter veya yetkili memur tarafından vasiyetnamenin içeriği iki tanık huzurunda yüksek sesle kendisine okunur. Vasiyet eden kişi, vasiyetnamenin kendisine okunduğunu ve içeriğini anladığını sözlü olarak beyan eder. Tanıklar da tüm bu sürece ve sürecin bu şekilde gerçekleştirilmiş olduğuna tanıklık ederler.
Ayrıca olası bir hükümsüzlük veya iptal iddiasını ortaya çıkarmamak veya bu iddiayı güçlendirmemek adına unutulmamalıdır ki: Vasiyet edenin akıl sağlığını etkileyecek nitelikte olduğu ileri sürülebilecek bir hastalığının mevcut olması durumunda, vasiyetname düzenleme işleminin sağlanabilmesi için mutlaka noterde işlem gerçekleştirilecek olan gün içerisinde notere gidilmeden öncesinde bir devlet hastanesinin psikiyatri bölümünden akıl sağlığına ilişkin rapor alınması ve bu raporun vasiyetname evrakının arkasına eklenmesinin istenilmesi gerekecektir. Hatta işin şansa bırakılmaması adına bu raporun, vasiyetname düzenleme iradesi içerisinde bulunan tüm vatandaşlar tarafından temin edilmesi tavsiye edilmektedir. Aksi takdirde vasiyetnamenin iptali davası açılarak, vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte vasiyet edenin hukuki işlem ehliyetinin bulunmadığı hususunun ileri sürülmesi mümkün olabilmektedir.
a.3) Resmi Vasiyetnamenin Düzenlenmesine Memur veya Tanık Olarak Katılamayacak Kişiler
Yukarıda açıklamış olduğumuz üzere resmi vasiyetname düzenlenebilmesi için 2 adet tanığın hazır bulunması gerekmektedir. Ancak resmi vasiyetname işlemi gerçekleştirilirken herkes tanıklık edememektedir. Tanıklığa ilişkin kurallar dikkatle ele alınmalı ve uygulanmalıdır. Kanunda resmi vasiyetname düzenlenmesi işlemine memur veya tanık olamayacak kişiler sınırlı olarak sayılmıştır.
Türk Medeni Kanunumuzun 536. Maddesinin 1. Fıkrasına Göre: “Fiil ehliyeti bulunmayanlar, bir ceza mahkemesi kararıyla kamu hizmetinden yasaklılar, okur yazar olmayanlar, mirasbırakanın eşi, üstsoy ve altsoy kan hısımları, kardeşleri ve bu kişilerin eşleri, resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine memur veya tanık olarak katılamazlar.”
Tanıklar mirasla ilgili doğrudan çıkar sahibi olmamalıdır. Vasiyet edenin eşi, altsoyu (çocukları, torunları vb.), üstsoyu (anne, baba, büyükanne, büyükbaba vb.) veya kardeşleri tanık olamaz. Mirasçıların veya vasiyetten yararlanacak kişilerin yakınları tanık olamaz. Örneğin: Vasiyet edenin mirasçısı veya lehine vasiyet yapılan kişi ya da bu kişilerin eşi tanık olamaz. Tanıkların vasiyetnamenin içeriği ve sonuçları ile herhangi bir menfaat elde etmiyor olmaları gerekir. Bu tarafsızlık ilkesinin bir parçasıdır.
Bakınız Yargıtay 3. Hukuk Dairesi tarafından 2019/6139 E. ve 2020/1656 K. sayısı ile verilen kararda:
"Resmi vasiyetname düzenlenmesi yasada sıkı şekil şartlarına bağlanmıştır. Bu nedenle, resmi vasiyetname düzenlenmesine tanık olarak katılan kişilerin kimliği önem arzetmektedir.
Somut olayda; iptali talep edilen Ankara Altındağ 4. Noterliği’nde düzenlenen 31/07/2009 tarih ve 22265 yevmiye nolu vasiyetnamenin düzenlenmesi sırasında, muris ...’ın altsoy kan hısmı olan (davalı ...’in kızı) torunu ...’nin eşi ...’in tanık olarak yer aldığı, adı geçen tanığın maddede sayılan "bu kişilerin eşleri" kapsamına girdiği; dolayısıyla, vasiyetnamenin TMK'nın 536/1. maddesine aykırı düzenlendiği anlaşılmıştır. Bu nedenle, vasiyetnamenin iptali yönünde verilen mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından kararın onanması gerekirken, Dairemizce zuhulen davalı ... lehine bozulduğu anlaşıldığından, davacılar vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir." ifadeleriyle TMK 536. maddeye aykırılığın vasiyetnamenin iptali sonucunu doğurabileceği açıkça ortaya konulmuştur.
a.4) Resmi Vasiyetname ile Lehine Kazandırma Yapılamayacak Kişiler
Resmi vasiyetnamenin düzenlenmesi esnasında memurluk veya tanıklık edemeyecek olan kişilerin TMK 536/1. fıkrasında sınırlı olarak sayılmış olduğunu belirtmiştik. Resmi vasiyetname ile lehine kazandırma gerçekleştirilemeyecek kişiler de TMK 536. maddesinin 2. fıkrasında sınırlı olarak sayılmışlardır.
Türk Medeni Kanunumuzun 536. Maddesinin 2. Fıkrasına Göre: “Resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memura ve tanıklara, bunların üstsoy ve altsoy kan hısımlarına, kardeşlerine ve bu kişilerin eşlerine o vasiyetname ile kazandırmada bulunulamaz.”
Dolayısıyla resmi vasiyetnamenin düzenlenmesi esnasında memur olarak görev yapan veya tanıklık eden kişilerin kanun hükmünde sayılmış olan bu yakınlarına vasiyetname yoluyla kazandırmada bulunulması mümkün değildir.
b) El Yazılı Vasiyetname Nasıl Düzenlenir?
El yazılı vasiyetname, adı üzerinde vasiyet edenin kendi el yazısı ile yazdığı vasiyetname türüdür. El yazılı vasiyetnamenin hazırlanması ve geçerliliği için notere, sulh hakimine veya yetkili memura başvuru gerekmemektedir. Ancak vasiyet eden tarafından hazırlanan el yazılı vasiyetname, saklanmak üzere notere, sulh hakimine veya yetkili memura bırakılabilir.
El yazılı vasiyetname, Türk Medeni Kanunumuzun 538. maddesinde düzenlenmiştir.
Türk Medeni Kanunumuzun 538. Maddesine Göre: “El yazılı vasiyetnamenin yapıldığı yıl, ay ve gün gösterilerek başından sonuna kadar mirasbırakanın el yazısıyla yazılmış ve imzalanmış olması zorunludur. El yazılı vasiyetname, saklanmak üzere açık veya kapalı olarak notere, sulh hâkimine veya yetkili memura bırakılabilir.”
Vasiyetnamenin el yazısı ile hazırlanması, resmi vasiyetnameye göre çok daha kolaydır. El yazılı vasiyetname:
- Baştan sona mirasbırakanın el yazısı ile yazılmış olması,
- Vasiyetnamenin düzenlendiği tarihin yıl, ay ve gün şeklinde belirtilmesi ve yine el yazısıyla yazılmış olması,
- Mirasbırakanın imzasının bulunması
şartlarını sağlamalıdır. Aksi takdirde vasiyetnamenin geçersizliği ve iptal edilebilirliği gündeme gelebilecektir. Bu düzenleme, vasiyetçinin iradesinin doğrudan ve özgürce yansıtıldığını garanti altına almak amacıyla yapılmıştır. Örneğin el yazılı olarak hazırlanmış olmasına rağmen el yazılı vasiyetname içerisinde yıl, ay ve gün gösterilmemiş olması ya da vasiyetnamenin bilgisayar ortamında yazılması akabinde çıktı alınarak altına imza atılması gibi durumlarda usulüne uygun olarak hazırlanmış bir el yazılı vasiyetnameden söz edilemeyecektir.
Yıl, ay ve gün şeklinde tarih belirtilmesi, vasiyetnamenin hangi dönemde yazıldığını ve vasiyet edenin bu dönemdeki iradesini yansıtıp yansıtmadığını tespit etmek açısından kritik bir role sahiptir. Aynı zamanda vasiyetnamenin el yazılı olarak hazırlandığı tarihte vasiyet edenin hukuki işlem ehliyetinin bulunup bulunmadığının da anlaşılabilmesi bu şekilde mümkün olabilmektedir. Örneğin el yazılı vasiyetnamenin yazıldığı tarihte vasiyet edenin hukuki işlem ehliyetinin bulunmadığını, örneğin kendisine alzheimer teşhisi konulmuş olduğunu ileri sürebilecek olan mirasçılar, vasiyetnamede yer alan tarihi gösterip hastane kayıtları ile karşılaştırılmasını talep ederek bu tip istisnai durumlarda meydana gelebilecek olası hak kayıplarından korunmuş olur.
El yazılı vasiyetname noter veya başka bir yetkili merci huzurunda yapılmadığından, vasiyet edenin bu belgenin güvenli bir şekilde saklanmasını sağlaması gereklidir. El yazılı bir vasiyetname evde saklanabileceği gibi, güvenilir bir kişiye de teslim edilebilir.
c) Sözlü Vasiyetname Nasıl Düzenlenir?
Bazı durumlarda mirasbırakanın resmi vasiyetname düzenlemesi veya el yazısıyla vasiyetname iradesini kağıda dökmesinin mümkün olmadığı haller söz konusu olabilmektedir. Örneğin savaş veya doğal felaketler sırasında vasiyetname düzenletmek isteyen bir kişinin, iki tanık ile birlikte notere gidip son arzularını yazıya geçirmesinin kendisinden beklenemeyeceği haller olabilir. Bu gibi durumlarda vasiyet eden, iradesini sözlü vasiyetname yoluyla beyan edebilir; aşağıda detaylı olarak açıklayacak olduğumuz şartları varlığı halinde bu sözlü vasiyetname de hukuki sınırlar dahilinde(saklı pay vb. gibi) tüm hüküm ve sonuçlarını doğurur.
Sözlü vasiyetname, Türk Medeni Kanunumuzun 539. maddesi ve devamında düzenlenmiştir.
Türk Medeni Kanunumuzun 539. Maddesine Göre: “Mirasbırakan; yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmî veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyet yoluna başvurabilir. Bunun için mirasbırakan, son arzularını iki tanığa anlatır ve onlara bu beyanına uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları görevini yükler. Resmî vasiyetname düzenlenmesinde okur yazar olma koşulu dışında, tanıklara ilişkin yasaklar, sözlü vasiyetteki tanıklar için de geçerlidir.”
Kanunda vasiyetnamenin sözlü olarak düzenlenebileceği haller:
- Yakın ölüm tehlikesi,
- Ulaşımın kesilmesi,
- Hastalık,
- Savaş,
- Ve bunlar gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmi veya el yazılı vasiyetname yapılamadığı hallerde sözlü olacak şekilde vasiyetname geçerli olarak sayılmıştır.Kanun koyucu burada ilgili kanun hükmünde olağanüstü durumların bazılarına örnek verdiği, ancak bu olağanüstü durumların sınırlı olarak sayılmadığı görülmektedir. Dolayısıyla mirasbırakanın içinde bulunduğu durumun gerçekten olağanüstü bir durum teşkil edip etmediği hususu her somut olay açısından ayrı ayrı değerlendirmeye tabi tutulmaktadır.
Mirasbırakan uygulamada , son arzularını, beyanına uygun olarak yazıya geçirmeleri veya başkasına yazdırmaları görevini yükleyeceği iki tanığa sözlü olarak anlatır. Resmi vasiyetname düzenlemesinde tanıklara ilişkin olarak yer alan okur-yazar olma koşulu dışındaki yasaklar, sözlü vasiyetnamedeki tanıklar açısından da geçerlidir. Dolayısıyla TMK 536. maddesinde sınırlı olarak sayılmış olan aşağıdaki kişiler, sözlü vasiyetnameye tanık olamazlar.Bunlar ;
- Fiil ehliyeti bulunmayanlar,
- Bir ceza mahkemesi kararıyla kamu hizmetinden yasaklı tutulmuş olanlar,
- Mirasbırakanın eşi,
- Mirasbırakanın üstsoy ve altsoy kan hısımları ve eşleri,
- Mirasbırakanın kardeşleri ve eşleridir.
Mirasbırakan tarafından görevlendirilen tanıklardan biri, TMK 540. maddesi hükmüne uygun bir şekilde mirasbırakanın iradesini belgelemekle görevlendirilmiş olur.
Türk Medeni Kanunumuzun 540. Maddesine Göre: “Mirasbırakan tarafından görevlendirilen tanıklardan biri, kendilerine beyan edilen son arzuları, yer, yıl, ay ve günü de belirterek hemen yazar, bu belgeyi imzalar ve diğer tanığa imzalatır. Yazılan belgeyi ikisi birlikte vakit geçirmeksizin bir sulh veya asliye mahkemesine verirler ve mirasbırakanı vasiyetname yapmaya ehil gördüklerini, onun son arzularını olağanüstü durum içinde kendilerine anlattığını hâkime beyan ederler. Tanıklar, daha önce bir belge düzenlemek yerine, vakit geçirmeksizin mahkemeye başvurup yukarıdaki hususları beyan ederek mirasbırakanın son arzularını bir tutanağa geçirtebilirler. Sözlü vasiyet yoluna başvuran kimse askerlik hizmetinde bulunuyorsa, teğmen veya daha yüksek rütbeli bir subay; Ülke sınırları dışında seyreden bir ulaşım aracında bulunuyorsa, o aracın sorumlu yöneticisi; sağlık kurumlarında tedavi edilmekteyse, sağlık kurumunun en yetkili yöneticisi hâkim yerine geçer.”
Bunun yanında, sözlü vasiyetname yolunun tercih edilmesi halinde mirasbırakanın sonradan diğer şekillerde vasiyetname yapma olanağı doğarsa, bu tarihin üzerinden bir ay geçince sözlü vasiyet hükümden düşecektir. Örneğin mirasbırakan çatışma esnasında sözlü vasiyetnamede bulunmuşsa, bu çatışmadan sağ kurtulup evine döndükten sonra bir aylık sürenin dolmasıyla birlikte sözlü vasiyet hükümden düşmüş olacaktır.
Av. Arabulucu Kerziban Selin SORKUN ARMAN