Yunan Basınında Geniş Yankı
Milliyet Gazetesi’nin “Türkiye, Deniz Mekansal Planlama çalışmasını tamamlama aşamasına geldi: Mavi Vatan derinleşiyor” başlıklı haberi, Yunanistan basınında geniş yer buldu. Özellikle Yunanistan’ın önde gelen gazetelerinden Kathimerini, bu gelişmeyi internet sitesinin manşetine taşıyarak Türkiye'nin deniz yetki alanlarıyla ilgili attığı adımların altını çizdi.
Kathimerini, Milliyet’in haberine atıfta bulunarak, “Türk gazetesi, Mavi Vatan söylemini derinleştiren planlardan söz ediyor” ifadelerine yer verdi. Haberde Türkiye’nin, denizel alan planlamasına dair yürüttüğü çalışmalarda sona yaklaştığına dikkat çekilirken, bu girişimin Yunanistan-Kıbrıs arasında gündeme gelen elektrik kablosu projeleriyle birlikte değerlendirildiği belirtildi.
Kathimerini: “Planlar, Anlaşmazlık Bulmacasının Parçası”
Kathimerini gazetesi, Milliyet’in haberi üzerinden yaptığı değerlendirmede şu ifadelere yer verdi:
“Komşu ülkedeki yayınlarda, Türkiye'nin denizel alan planlama haritasını tamamladığına dair ifadelere yer verilirken, söz konusu planların 'Mavi Vatan' anlatısını derinleştirdiği belirtiliyor. Bu konu, Yunanistan-Kıbrıs elektrik bağlantı kablosuna yönelik araştırmalar meselesiyle birlikte, son dönemde Atina ile Ankara arasındaki anlaşmazlıklar bulmacasının bir parçası olarak değerlendiriliyor.”
Gazete ayrıca Milliyet’in birinci sayfasına da yer vererek, Türkiye'nin “Denizel Alan Planlaması” çalışmalarında geldiği aşamayı ve yayınlanan haritanın içeriğini okuyucularına aktardı.
“Haritada 'Yunanistan ile Türkiye arasında birçok anlaşmazlığın bulunduğu Ege Denizi'nde, ana karalar arasındaki orta çizgi sınır olarak kabul edildi' deniyor. Ayrıca, 'Mavi Vatan' haritasının devleti bağlayan resmi bir deniz yetki sınırı olmadığı, bilimsel ve hukuki bir çalışma olduğu vurgulanıyor. Sonraki adımın, 'KKTC'nin denizel alan planlamasına yönelik olacağı aktarılıyor.”
Phile News: “Türkiye’nin Haritası Bilimsel Nitelikte”
Güney Kıbrıs merkezli Phile News da aynı habere geniş yer verdi. Haberde şu ifadeler dikkat çekti:
“Habere göre, gerçekten de Yunanistan ile Türkiye arasındaki Ege Denizi sınırlarını, iki ülkenin anakara kıyıları arasındaki orta hat temelinde gösteren bilimsel bir harita hazırlandı. Ancak söz konusu haritanın Türkiye devletinin resmi pozisyonunu yansıtmadığı, bunun bilimsel ve hukuki bir yaklaşım olduğu vurgulanıyor.”
Ayrıca Phile News, Doğu Akdeniz’e dair enerji projeleri bağlamında haritadaki detaylara da dikkat çekti:
“Bir sonraki adım ise işgal altındaki (Kıbrıs’taki) bölgeler için benzer bir planın hazırlanmasıyla ilgili. Haritada, Girit ile Kıbrıs arasındaki hayali deniz bağlantısının kesildiği görülüyor; bu bölgeye elektrik bağlantı kablosunun döşenmesi planlanıyor.”
Prof. Dr. Yücel Acar’dan Açıklama: “Bu Bir Egemenlik İlanı Değil”
Konuya ilişkin CNN Türk’e açıklamalarda bulunan DEHUKAM (Deniz Hukuku Ulusal Araştırma Merkezi) Profesörü Dr. Yücel Acar, haritanın ve planlamanın amacının bilimsel çerçevede çevresel sürdürülebilirlik olduğunu vurguladı:
“Deniz Mekansal Planlama bir bilimsel çalışmayı ifade eder. Son yıllarda denizlerden yararlanmanın aynı zamanda çevreye zarar vermeden yapılması konuşuluyor. Bir nevi sürdürülebilirliği sağlamak için ülkeler deniz mekansal planlamaları yapmaya başladılar. Biz de bu çalışmayı Türkiye için yapmanın çok gerekli olduğunu gördük. Bu çalışma, bu faaliyetlerin çevreye zarar vermeden yürütülmesini amaçlıyor.”
Prof. Acar, haritanın içerdiği kıta sahanlığı taleplerini de şöyle değerlendirdi:
“Kara suları aslında en fazla 12 deniz miline kadar gidebilen bir deniz alanı. Türkiye 6 mili uyguluyor. Bir de kıta sahanlığı denilen bir kısım var. Haritadaki aslında Türkiye'nin talep ettiği kıta sahanlığını gösteriyor. Türkiye'nin BM'den de talep ettiği kısım. Doğu Akdeniz'de 12 mil, Ege'de 6 mil uygulanıyor.”
“Türkiye, öteden beri kıta sahanlığının bu haritadaki gibi olmasını savunuyor. Türkiye'nin argümanı şu ki, adalara kıta sahanlığı verilmemesi gerekiyor böyle bir durumda. Dolayısıyla Türkiye'nin bu talebi bir çok uluslararası yargı kararında da kabul edildiği gibi, adaların dikkate alınmadan kıta sahanlığının belirlenmesi anlamına geliyor. Bu bir egemenlik ilanı değil, tek taraflı bir işlem, tabi bu sürekli bir çalışma, ileride başka çalışmaların nerede yapılacağı konusunda yeni eklemeler, yeni düzenlemeler yapılacaktır. Ama bu bir master plan. Ege Denizi'nde bu alan Türkiye'nin deniz mekânsal planını yürüteceği alan olarak değerlendirebiliriz.”
Milliyet: “Türkiye, Haritayı Hazırladı”
Milliyet’in haberinde Türkiye’nin Ege Denizi’nde bilimsel temelde hazırladığı harita ile sınır çizimini netleştirdiği, bu haritanın uluslararası hukuk ve bilimsel verilere dayandığı belirtildi. Haberde şu detaylar yer aldı:
“Türkiye’nin Ege’de Yunanistan ile sınırını çizen bilimsel harita hazırlandı. Yunanistan ile Türkiye arasında bir dizi ihtilafın bulunduğu Ege Denizi’nde ana karalar arası ‘ortay hat’ sınır olarak alındı. Mavi Vatan haritasının devleti bağlayan resmi bir deniz yetki alanı sınırı oluşturmadığı, bilimsel ve hukuka uygun bir çalışma olduğu belirtildi. Bir sonraki adım KKTC ile KKTC’nin mekansal deniz planlaması olacak.”
Haberde ayrıca, Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin Mekansal Deniz Planlaması uygulamalarını yakından izlediği ve çevresel etkileri gözeterek bu planlamaları geliştirdiği vurgulandı:
“AB’nin Mekansal Deniz Planlama Çalışmalarını yakından takip eden Türkiye; Ege ve Akdeniz’deki haklarının korunması için tedbir alıyor. Türkiye’nin çevre denizlerindeki hak ve menfaatlerini korumak ve gelecekte denizlerdeki faaliyetlerinin çevresel etkilerini daha iyi değerlendirmek ve denizsel alanlardan azami yararlanabilmek amacıyla başlattığı Deniz Mekansal Planlama (DMP) çalışmalarının ilgili tüm kurumların katkılarıyla nihai aşamaya geldiği öğrenildi.”
Yunanistan Dışişleri: “İlk Kez Detaylı Deniz Kullanımı Planlanıyor”
Anadolu Ajansı’nın aktardığına göre, Yunanistan Dışişleri Bakanlığı da bu gelişmelerin ardından Çevre ve Enerji Bakanlığı ile birlikte Deniz Mekansal Planlamasını kamuoyuna duyurdu.
Yapılan yazılı açıklamada, inisiyatifin Yunanistan için tarihi önemde olduğu ifade edildi:
“Yunan devletinin, ulusal hukuktan ve Avrupa Birliği'nin (AB) 2014/89 nolu kararından kaynaklanan sorumluluğunu yerine getirerek ilk kez deniz alanlarının detaylı kullanımını belirlediği” vurgulandı.
