Trump ile Küreselleşme Cephesi Arasındaki Çatışma Kızışıyor

Trump ile Küreselleşme Cephesi Arasındaki Çatışma Kızışıyor

Eski ABD Başkanı Donald Trump ile sözde “küreselleşme cephesi” arasında süregelen mücadele, klasik bir siyasi çatışmanın çok ötesine geçiyor. Bu, jeopolitik dosyaların küresel ekonomiyle iç içe geçtiği ve uluslararası güçlerle bölgesel aktörlerin çıkarlarının kesiştiği bir mücadele. Bu yarışta hedef, dünya düzenini yeniden şekillendirmek. Trump bu savaşta geri adım atmayı bilmeyen bir oyuncu olarak öne çıkarken, küreselleşme cephesi, ulusötesi elitlerin çıkarlarına hizmet eden mevcut dünya düzenini koruma çabasında. 

Küreselleşme Cephesi: Ukrayna ve Filistin Sahasında Hamleler Ukrayna’daki savaşın başından bu yana, Biden yönetiminin Moskova’yı uzun soluklu bir yıpratma savaşına sürüklemek istediği açık. Öte yandan, küresel liberal anlayışa göre şekillenen “iki devletli çözüm” doğrultusunda Filistin sahasında da yeniden dizayn çabaları sürüyor. Trump, Cumhuriyetçi cephede etkisini sürdürmeye devam ederken, bu adımları kendi siyasi izolasyonu ve kamuoyundaki şeytanlaştırma girişimi olarak görüyor. Özellikle dış politikada bilinçli olarak dışlanması, Trump’ın başkanlığı döneminde ortaya koyduğu farklı yaklaşımın etkilerini azaltmayı hedefliyor. 

Trump’tan Karşı Hamle: Cephenin Araçlarını Hedef Almak Trump’ın yanıtı sadece söylem düzeyinde kalmadı; küreselleşme cephesinin dayanak noktalarına ve uzantılarına yönelik doğrudan olmasa da hedefli baskılar ve darbeler geldi. Bunlardan bazıları: 

•Benjamin Netanyahu: Trump’ın eski müttefiki olan Netanyahu ile ilişkiler adeta kopma noktasına geldi. İç siyasette halk desteğinin azalması, yargı baskısı ve siyasi sıkışmışlık, onu zor durumda bırakıyor. 

•Heyet Tahrir el-Şam ve Ahmed el-Şara: Batı eksenli planlara yakın duran bu yapı, Trump’ın medya söyleminde giderek daha fazla hedef alınıyor. Orta Doğu’daki kontrollü kaosun bir uzantısı olarak görülüyorlar. 

•Ekrem İmamoğlu: Türkiye’de “laik-liberal” çizgide şekillendirilen yeni bir lider profili olarak öne çıkarılan İmamoğlu, dolaylı şekilde Trump söylemlerinde hedef alınan figürlerden biri. Türk milliyetçiliğiyle örtüşen eleştiriler, İmamoğlu’nu küreselleşme yanlısı batılılaşma politikalarının bir yansıması olarak konumlandırıyor. 

•PKK ve uzantısı Suriye Demokratik Güçleri (SDG): ABD’nin resmi stratejisiyle örtüşen bu yapılar, Trump’ın gözünde yakılabilir bir kart haline gelmiş durumda. Washington’daki güç dengeleri değişirse bu yapıların akıbeti de değişebilir. Ekonomi… 

Mücadelenin Asıl Cephesi Ekonomik alanda ise Trump en ağır kozlarını oynamaya devam ediyor: gümrük tarifeleri, korumacı önlemler, sert ekonomik milliyetçilik söylemi… Tüm bunlar, küresel ekonomik düzenin daraltılması hedefiyle yapılıyor. 

Trump, küreselleşmeyi bir fikir olarak değil, ulusötesi şirketler ve devletler lehine işleyen bir yapı olarak görüyor. Bu yapı, Amerikan orta sınıfını güçsüzleştiriyor, Amerika’yı Wall Street elitlerinin elindeki bir anonim şirkete dönüştürüyor. Trump’a göre bu düzen, sıradan Amerikalı çalışanı, çiftçiyi ve yerel sanayiciyi yok sayıyor. 

Sonuç: Kim Dünyayı Yeniden Şekillendirecek? Trump ile küreselleşme cephesi arasındaki mücadele sadece erken başlamış bir seçim kampanyası değil; bu bir kimlik ve gelecek savaşı. Bugünkü tabloyu doğru okumak isteyen herkes şunu bilmeli: Cephe sadece sandıkta değil; Kiev’de, Gazze’de, İdlib’de, Ankara’da ve hatta Pennsylvania’daki fabrikalarda çiziliyor. Gerçekten de heyecan verici bir oyun bu… Ve asıl bahis şu: Dünyayı yeniden kim şekillendirecek?

Benzer Haberler