NORMAL DOĞUM NEDEN TRAVMAYA DÖNÜŞTÜ? EPİZYOTOMİ İŞKENCESİ

NORMAL DOĞUM NEDEN TRAVMAYA DÖNÜŞTÜ? EPİZYOTOMİ İŞKENCESİ

Hayatın en mucizevi, en kutsal olayı olan doğum sürecinin son dönemlerde nasıl dejenere edildiğine şahit oluyoruz. Kim haklı kim haksız sorusuna cevap aranması da, durumu daha tezat hale getiriyor. Çünkü doğru olan bir şey yok; her şey yanlış, herkes haksız. 

Sağlık sektörünün ilaç firmalarıyla etik dışı ilişkisi, pahalı tıbbi operasyonlara teşvik, toplumun nasıl ilaç kolik hale getirildiği, yeni doğan ve yaşlılarımızın yoğun bakımlarda para ticareti için ölüme terk edildiği kokuşmuş bir sisteme sahibiz. 112 acil servis en yakın ve gerekli olan kurum yerine anlaştığı özel hastanelere hasta sevki yaparken, bugün doğumların tartışılması kimseyi şaşırtmamalı.

DSÖ sezaryen oranını %10 olarak belirlemişken; Avrupa’da bu oran %20-%30 iken, ülkemizde %60’lara gelmesi elbette çarpıcı. 

Doğa, kadın fizyolojisini muhteşem yaratmışken doğum süreci aslında oldukça kolayken, mevcut sağlık sisteminde doğum nasıl korkunç bir travmaya dönüştü?

Kadınlar normal doğuma yanlış strateji ve sloganlarla teşvik edilmeye çalışılırken, neden normal doğumdan korktukları sorusuna cevap aranmıyor. 

EPİZYOTOMİ İŞKENCESİ

Doğum sırasında bebek doğum kanalına girdikten sonra yırtılma riskini ortadan kaldırmak için, vajina bacak hizasına doğru 5-6 dikiş kesiliyor. Sağlık Kolejinde okuduğum dönemde staj yaptığım hastanelerdeki tüm doğumlarda rutin olarak Epizyotomi uygulanırdı. Avrupa Epizyotomi uygulamasına oldukça hassas. Gerekli olmadıkça bu işlem yapılmıyor. Ama ülkemizde tüm doğum yapan kadınların vajinaları kesilmeye devam ediliyor.

NORMAL DOĞUM SÜRECİNDE HASTANE GÖZLEMLERİM…

Doğum servisinde sancı içinde kıvranan kadınların sağlık çalışanları tarafından sözlü şiddete maruz kalıp azarlandığı, saatlerce acıdan çarşafları ısıran yapayalnız kadınlar…

Hastanede doğuma hazır kadınların başında çaresizce bekleyen ebeler ve bir türlü telefonunu açmayan ulaşılamayan doktorlar…

Doğumun ne kadar yaklaştığını anlamak için defalarca rızası alınmadan yapılan vajinal tuşe işleminin kadının bedeni ve ruhunda açtığı yaralar…

9 ayı tamamlamış olsa da, normal doğum anının beklenmeyip, verilen suni sancılarla acı şekilde yapılmaya zorlanan doğumlar…

Ikın, ıkın diye bağırılıp azarlanması… Kadınların karnına çok güçlü dirsek gücüyle bastırılıp, abanılması…

Adeta bir korku filmi… Tüm bu sorunlar çözülmeden kadınları normal doğuma ikna edemezsiniz.

DOĞUM MASASINDA DOĞUM ZORLUĞU!

Doğuma en uygun pozisyon, yer çekiminin de kullanılıp doğurmayı kolaylaştırdığı çömelme hareketiyken, kadınlar neden doğum masasına yatırılıp doğuma zorlanıyor?

Doğum masasında sırtüstü yatıldığı zaman kuyruk sokumunun bağlı olduğu sakrum kemiği üzerine yatmış oluruz. Dolayısıyla kuyruk sokumu  kısıtlanır ve pelvik çıkış genişleyemez. Yatarak doğum bilimsel olarak desteklenmezken sadece sağlık kurumlarının işleyişine daha uygun olduğu için böyle bir travmatik yol tercih ediliyor.

LOTUS DOĞUM DESTEKLENMELİ

Doğum sonrası bebeğin 9 ay boyunca yaşadığı plasentadan hemen kesilip ayrılması son dönemde tartışma konusu. Plasenta ile en az 1 saat daha bağlı kalan bebek, plasentadan gelecek olan tüm kanı sonuna kadar aldığı için ihtiyacı olan tüm besinler ve kök hücrelerle yeterince beslenebiliyor. Hem bedensel hem ruhsal daha sağlıklı bebekler için lotus doğum desteklenmelidir.

SEZARYEN VE OTİZM İLİŞKİSİ

2000’li yıllarda her 150 çocuktan 1’i otizm iken, bugün her 36 çocuktan 1’inde otizm vakası görülüyor. Bu oranda bir yükselişin bilimsel bir açıklaması henüz yok ama aynı oranda artan sezaryen doğumlarıyla otizm ilişkisini görmezden gelemeyiz. Normal doğum için; işte size güçlü teşvik.

Benzer Haberler