Kendimi bildim bileli Fenerbahçe’nin en büyük rakibi yine Fenerbahçe olmuştur. Dedikodusu bitmez bir camiadır Sarı Lacivertliler… Bir o kadar da heyecanlı…
Biri kuyuya taş atar, herkes çıkarmaya uğraşır. Bu arada zararı hep Fenerbahçe görür.
Geçtiğimiz günlerde birileri kuyuya Uğurcan taşını atıverdi. Neredeyse Trabzonsporlu futbolcunun Kadıköye geleceği gün belli olacaktı ki, başkan Ali Koç’un Trabzonspor başkanı Ertuğrul Doğan’ı arayarak ‘Bizim böyle bir düşüncemiz yok’ dediği ortaya çıktı.
Ne oldu bu durumda? Birileri gündem yarattı, birkaç haber çıktı, ‘Ben demiştim’ demeye hazırlananlar oldu. Ama hepsi fos çıktı!
Fenerbahçe’nin de kaderi bu! Yalan yanlış haberler söylemler sürekli camiaya zarar verirken ne yazık ki bazı Fenerbahçeliler de buna prim tanıyorlar.
Bir de gündemde hisse satışı var. Neymiş, Fenerbahçe satılıyormuş. Divan veya mali kurulda bu nasıl açıklanacak diye bekleyen yok. Kaldı ki zamanında kurullardan izin almadan bu satışın olamayacağını düşünen de yok. Eğer bir suçlu aranıyorsa bu Fenerbahçe kongre üyeleridir ki böyle bir durum yok.
Peki niye satış oldu? Herkes biliyor ki Fenerbahçe’nin en büyük hedeflerinden biri Bankalar Birliği borcundan kurtulmak. Yönetim harıl harıl bu parayı toparlamaya çalışıyor. Bu borçtan çıkıldığında derin bir nefes alınacak. Kaldı ki 4 büyükler arasında Sarı Lacivertliler en yüksek yüzdeye sahiplerden biri.
Ama işin kolayı ‘Fenerbahçe satılıyor’ deyip gündem oluşturmak!
Daha da kolayı, şampiyon olunmaz ise ‘Yönetim istifa’ demek…
Bu yazdıklarım Fenerbahçe’nin günlük sıkıntılı yaşamımın küçücük bir kesiti.
Bunlar neden oluyor derseniz, bunun da cevabı basit: Futbolda şampiyonluk gelmiyor…
Şampiyonluk gelse, belki de bazıları için kulübünün tamamının satılması önemli değil. İş bu kadar basite indirgenmiş durumda…
Ancak futboldaki başarısızlığı da elbet küçümsememek gerekir. Nasıl bazı işlerde aslan payı başkan ve yönetimin ise, lokomotifteki başarısızlık da onların…
İlk yıllardaki inanılmaz kötü gidişatı başkan Ali Koç son dönemde toparlamış gözükse de büyük hedefe bir türlü ulaşılamıyor. Şimdi bu sezonun son düzlüğü kaldı. Koç ve yönetimi eğer şampiyonluk gelmez ise çok ciddi eleştiri yağmuruna tutulacak, bu açıkça hissediliyor. Ancak yönetim veya teknik heyet düzeyinde bir ayrılık olacağını hissetmiyorum. Mourinho ile bir sezon daha yaşanacak. Portekizli kuşkusuz çok tecrübeli bir teknik adam ama Türkiye’ye bunun yetmediği de açıkça görülüyor. Görülen bir nokta da kulübün dışarıyla mücadelesi kadar içeride de iyi yapılanması gerektiği. Fenerbahçe’yi o kadar çok kaşıyan Fenerbahçeli var ki, buna önlem alınmaz ise her dönemin kaosu farklı olur, her dönem Fenerbahçe zararlı çıkar.
Tehlikelerden bir büyüğü ise yaklaşan transfer dönemi. Şimdiden başlayan ‘O gitsin, bu kalsın, o gelecek, bu gidecek’ haberlerine karşın kulüp şeffaf olmaz ise sıkıntılı günler bitmez. Bu durumlarda da hem yönetim hem teknik heyet hata üstüne hata yapabilir. Bir transferi herkesten saklamak başarı değil, başarı o transferin takıma katkı sağlamasıdır.
Sonuç itibari ile Fenerbahçe Fenerbahçeliğini yaşayacak ama bu tür gündemler de maalesef kulübü yaralamaya devam edecek gibi gözüküyor…

Benzer Haberler