2008'de Babası Tarafından Katledilen Ahmet Yıldız’ın Davası 17 Nisan’da Görülecek
Eşcinsel olduğu gerekçesiyle 2008 yılında babası tarafından öldürülen Ahmet Yıldız'ın davası, 17 yıl sonra hâlâ adaletle buluşamadı. Kamuoyunun “onur cinayeti” olarak bildiği bu dava, 17 Nisan Çarşamba günü saat 12.00’de Kartal Anadolu Adliyesi 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bir kez daha görülecek.
Hevi LGBTİ+ Derneği’nden Çağrı: “Adalet Hâlâ Yerini Bulmadı”
Hevi LGBTİ+ Derneği, yaklaşan duruşma öncesi kamuoyuna bir çağrıda bulunarak davanın yalnızca Ahmet Yıldız için değil, tüm LGBTİ+ bireyler adına sembolik bir anlam taşıdığını vurguladı. Dernek tarafından yapılan açıklamada,
“Ahmet Yıldız, 2008 yılında eşcinsel olduğu için babası tarafından katledildi. Aradan 17 yıl geçti, hâlâ adalet yerini bulmadı” denildi.
“Nefret Suçlarıyla Mücadeledeki Yetersizlik Açıkça Ortada”
Derneğin yaptığı açıklamada, yargı sürecine dair çarpıcı tespitler yer aldı.
“Ahmet Yıldız’ın öldürülmesinin üzerinden 17 yıl geçmesine rağmen katil hâlâ bulunmamış ve yargı süreci adaletin sağlanmasından uzak bir şekilde devam etmektedir” ifadelerine yer verilen açıklamada, yargı sürecindeki eksiklikler ve davanın zaman aşımı tehlikesi şöyle sıralandı:
Katilin halen yakalanmamış olması,
Davada onlarca savcı ve hâkim değişmesine rağmen kayda değer bir ilerleme sağlanamaması,
Sürecin adaletin tecellisinden uzak bir şekilde ilerlemesi.
Hevi LGBTİ+ Derneği, 2015 yılından bu yana davayı takip ettiklerini belirterek şu talepleri yineledi:
“Adaletin tecellisi için sürecin şeffaf ve etkili biçimde yürütülmesini, sanığın bir an önce yakalanmasını ve cinayetin nefret suçu kapsamında değerlendirilmesini talep ediyoruz.”
“Yalnızca Bir Cinayet Davası Değil”
Açıklamanın dikkat çeken bir diğer bölümü ise, Ahmet Yıldız davasının taşıdığı sembolik önemle ilgiliydi.
“Ahmet Yıldız davası, yalnızca bir cinayet davası değil; Türkiye’de LGBTİ+ların yaşam hakkı, güvenliği ve adalete erişimi açısından sembolik bir dava niteliği taşımaktadır” denilerek tüm toplumsal kesimlere çağrı yapıldı.
Hevi LGBTİ+ Derneği, başta demokratik kitle örgütleri, meslek odaları, barolar, siyasi partiler, milletvekilleri ve hak savunucuları olmak üzere herkesi duruşmaya katılmaya ve süreci görünür kılmaya davet etti.