Deprem mi kehanet mi? 1766’dan 2025’e uzanan İstanbul sarsıntısı ve uzmanların yorumu

Deprem mi kehanet mi? 1766’dan 2025’e uzanan İstanbul sarsıntısı ve uzmanların yorumu

İstanbul’u vuran deprem ve ‘Yedi Tepeli Şehir’ kehaneti aynı haftaya denk geldi. 
23 Nisan 2025’te İstanbul’da meydana gelen 6.2 ve 5.9 büyüklüğündeki depremler, hem tarihî benzerlikler hem de ezoterik kehanetlerle gündeme geldi. Depremlerden yalnızca iki gün önce 112’nci Papa’nın ölümü gerçekleşmişti. 900 yıllık Papaların Kehaneti adlı belgede bu Papa için “Yedi tepeli şehir yıkılacak” ifadesinin yer alması, İstanbul’daki depremlerle birlikte sosyal medyada yeniden dolaşıma girdi.

1766 Depremleriyle Tarihî Benzerlik

Uzmanlar, 23 Nisan’da meydana gelen depremin, 1766’da yaşanan iki büyük İstanbul depremiyle benzerlik gösterdiğini belirtiyor. Tıpkı o yıl olduğu gibi Silivri açıklarında başlayan sarsıntılar, İstanbul’da büyük korkuya neden oldu. Mayıs ve Ağustos 1766’daki depremler arasında yaklaşık üç ay bulunuyordu. Bu benzerlikler, “acaba bu daha başlangıç mı?” sorusunu akıllara getirdi.

Sismik Boşlukta Uyarı Niteliğinde Bir Deprem

Sakarya Üniversitesi’nden Prof. Dr. Murat Utkucu, yaşanan 6.2’lik depremin Marmara’daki sismik boşlukla doğrudan ilişkili olduğunu belirtti. Utkucu’ya göre bu bölgede 989, 1343, 1509 ve 1766 gibi tarihlerde büyük depremler yaşanmış ve her biri 6.8 ila 7.6 büyüklüğündeydi.

“Yaşanan sarsıntılar, beklenen büyük depremin habercisi olabilir. Ancak ne zaman gerçekleşeceğini kestirmek mümkün değil. Yarın da olabilir, 30 yıl sonra da” diyerek belirsizliğe dikkat çekti.

Depremin Habercisi mi, Kendisi mi?

Gazi Üniversitesi’nden Doç. Dr. Bülent Özmen ise bu depremlerin büyük İstanbul depreminin bir öncüsü olabileceğini ancak tek başına “asıl deprem buydu” demenin bilimsel olmadığını vurguladı.

“1766’da burada iki büyük deprem olmuştu. 259 yıl sonra aynı bölgede yeniden bir gerilim birikimi var. Ama net zaman veremeyiz. Bu tür depremleri birer uyarı olarak kabul edip, hazırlıkları hızlandırmalıyız” ifadelerini kullandı.

Papa Kehaneti Bilimsel mi, Tesadüf mü?

112’nci Papa’nın ölümüyle ilişkilendirilen “Yedi tepeli şehir yıkılacak” kehaneti için Özmen şu yorumu yaptı:

“Bu tarz ifadeler geçmişte depremlerin periyotlarına bakılarak öne sürülmüş olabilir. Ancak kesinlik taşımayan bu kehanetlerin, bilimsel verilerin önüne geçmemesi gerekir. Deprem, zamanı geldiğinde yıkıp geçer. Asıl mesele, hazırlıklı olup olmadığımızdır.”

1766 Depremlerinde Ayasofya ve Saraylar Yıkıldı

1766 depremlerine dair Kevork Pamukciyan’ın kayıtlarında, Ayasofya ve Fatih Camii gibi büyük yapılar dahil olmak üzere şehrin taş yığınına döndüğü anlatılıyor. Bu depremde İstanbul Boğazı’nda tsunami yaşanmış, Topkapı Sarayı zarar görmüş, padişah bir süre çadırda kalmıştı.

Bilim Ne Diyor?

Uzmanlara göre depremi ne tarihî kehanetler ne de sosyal medya söylentileriyle değerlendirmek doğru değil. Doç. Dr. Özmen’in de dediği gibi:

“Depremin büyüklüğü değil, bulunduğu yer ve zemin özellikleri belirleyicidir. 6.2’lik bir deprem yerleşim yerine uzaksa yıkıcı olmayabilir ama yapı kalitesi düşük bölgelerde ciddi zararlara yol açabilir. Yapılması gereken, Türkiye’nin tamamını depreme dirençli hale getirmektir.”

Sonuç: Kehanetler Değil, Hazırlık Hayat Kurtarır

İstanbul’da meydana gelen son sarsıntılar, hem geçmişin izlerini hem de geleceğin sorumluluğunu yeniden gündeme getirdi. Uzmanlara göre sorulması gereken asıl soru şu: “Bir sonraki deprem ne zaman olacak?” değil, “Biz o zamana kadar ne kadar hazır olacağız?”

Önceki Haber Bahçeli’den İstanbul depremi sonrası net mesaj: “Artık İstanbul’un bir numaralı gündemi deprem olmalıdır”
Sonraki Haber Deprem sonrası THY ve AJet'ten bilet fiyatlarına ilişkin karar: Fiyatlar sabitlendi
Benzer Haberler