Bu sarsıntının etkisi geçince yine depremi sallamayacak mıyız?

Bu sarsıntının etkisi geçince yine depremi sallamayacak mıyız?

İstanbul, bugün öğle saatlerinde tekrar sallandı. Şehir bildiğimiz o kalabalık haliyle ayaktayken, birdenbire topuklu ayakkabılar titredi, çay bardakları dans etti. Deprem gerçeğini gayet net hissetti ve silkindi mega kent. Neyse ki yıkım yok, can kaybı yok… Ama korku boldu, panik daha da bol.

 

Panik deyip geçmeyin; 151 kişi, deprem anında yaşadığı korkuyla koşarken, düşerken, panikle atlarken yaralandı. Deprem değil ama o anki refleksler can yanmasına sebep oldu. Bu bile başlı başına gösteriyor: Biz aslında depreme değil, hazırlıksızlığa yeniliyoruz.

 

Uzmanlar ne diyor? "Artçılar devam edebilir ama büyük bir deprem beklemiyoruz." Bilimsel bir açıklama bu, korku devam etse de bir yandan güven verici. Ama İstanbul’un kendi çapında bir haber ajansı var biliyorsunuz: Fısıltı Gazetesi.

"Gece 9 büyüklüğünde deprem olacakmış" diye başlayan cümleler, "Bir tanıdığımın eşi Kandilli’de çalışıyormuş" gibi kıyısından köşesinden uydurulan bilgiler… Yani sosyal medya olmasa da bilgi(!) dolaşımı tam gaz.

 

Ve işin en tuhafı: Deprem çantaları bir anda ortaya çıktı. Evet, o yıllardır "hazırlamalıyız" diye konuşulan ama bir türlü hazırlan(a)mayan efsanevi çantalar... Sanki evin görünmeyen bir köşesinde, panik butonuyla aktive olan bir alan var: “Korktun mu? Buyur çanta!” Hepimiz, bir Marvel karakteri gibi gizli güçlere sahibiz, farkında değiliz.

 

Ama gerçek şu ki biz millet olarak proaktif değiliz. Deprem gelmeden önce değil, geldikten sonra hareket geçiyoruz. Sorulduğunda herkes “deprem bilincine sahibim” diyor, ama evdeki dolapların bile sabitlenmediğini unutuyor. Sabit olan tek şey refleks: deprem → panik → dışarı çık → sonra unut.

 

Biraz güldük, biraz düşündük belki ama şimdi esas soruya gelelim:

Bu sarsıntının etkisi geçince yine depremi sallamayacak mıyız?

Benzer Haberler