Güney Afrika tarafından İsrail'in Gazze'deki eylemleri nedeniyle açılan soykırım davasında, dünya genelinden birçok ülkenin görüşleri toplandı. Şimdi gözler, Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) vereceği danışma görüşüne çevrildi. Bu kararın bağlayıcı olmamakla birlikte, örnek teşkil etmesi açısından büyük bir öneme sahip olduğu biliniyor.
UAD'de İsrail'in Filistin topraklarındaki işgal ve ilhak faaliyetleri üzerine yapılan duruşmalarda, Türkiye dahil 52 ülke ve 3 uluslararası kuruluşun katkılarıyla sözlü sunumlar gerçekleştirildi. Bu sunumlarda, işgalin yasalara aykırılığı, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkı, ilhak politikaları, Kudüs'ün statüsü ve Filistinlilere yönelik ayrımcılık konuları ele alındı.
1967 Filistin sınırı gündemde
Türkiye'den Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmet Yıldız'ın yaptığı açıklamada, İsrail'in 1967 yılından bu yana Filistin topraklarında gerçekleştirdiği yasa dışı faaliyetler ve bu çatışmanın temel meselelerinden biri olan kutsal yerlerin statüsü ve korunması vurgulandı. Türkiye'nin, iki devletli çözümü desteklediği ve Doğu Kudüs'ün başkent olduğu, 1967 sınırlarına dayanan bir Filistin Devleti'nin kurulmasının önemini belirttiği ifade edildi.
Danışma görüşünün ne zaman açıklanacağına dair net bir tarih olmamakla birlikte, Divan'ın genel iş yükü, konunun karmaşıklığı ve görüş ayrılıklarının derinliği gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir. Ancak, verilen yazılı ve sözlü beyanların tarihi sayıda olması ve son dönemde artan davalarla Divan'ın iş yükünün artması göz önünde bulundurulduğunda, görüşün 2024 yılı sonuna kadar açıklanması bekleniyor.