İsviçre'den gelen bir haber, Beypazarı maden suyunda bulunan bor miktarının çok yüksek olduğunu belirterek endişe yaratmıştı. Ancak konunun uzmanı olan Prof. Dr. Zeki Karagülle’nin yapmış olduğu açıklamaya göre farklı bir tablo ortaya çıktı. Bor, doğal mineralli sular için bir standart belirlenmemişti. Ancak AB'nin bu konuda düzenlemesi yapılmadan önce 30 mg/L'lik bir borat sınırı bulunuyordu. AB sonrasında ise içme sularındaki bor miktarını 1 mg/L olarak belirledi. DSÖ ise biraz daha esnek bir yaklaşım sergileyerek en fazla 2,4 mg/L bor miktarını kabul etti. Türkiye'nin bor zengini bölgelerinden çıkan sular için ise AB'nin belirlediği 2,4 mg/L sınırı geçerli kabul ediliyor. Maden sularının içeriği genellikle sağlık açısından risk oluşturmuyor ve kimyasal bileşimleri stabil kalıyor. Maden suları, vücut için gerekli mineralleri sağlayarak sindirim, dolaşım ve kemik sağlığına olumlu etki ediyor. Ancak günlük 1 litreyi aşan maden suyu tüketimi vücudun dengesini bozabilir. Borun aşırı tüketimi ise sindirim ve karaciğer sorunlarına yol açabilir. Sonuç olarak, borun insan sağlığı için önemli olduğu ancak dengeli bir şekilde tüketilmesi gerektiği uzmanlar tarafından vurgulanıyor.
Benzer Haberler